Memleketin karanlık döneminin ardından bir güneş misali içimizi aydınlığa kavuşturan o gün! 27 Aralık 1919 sabahı Ankara’nın sokakları, soğuk havaya rağmen bir bayram yeri gibiydi. Kalbim, heyecandan ve gururdan yerinden fırlayacaktı. Herkesin umutlarının yeşerdiği, inancımızın dirildiği bir milattı o gün.
Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geleceğini öğrendiğimizden beri herkes gibi ben de sabırsızlıkla bu anı bekliyordum. Halk çoluk çocuk, genç yaşlı, kasabadan, köyden gelenlerle dolup taşmıştı. Atatürk’ün adı, daha o zaman kalplerimize kazınmıştı. Ulu Önder Atatürk’ün Amasya’dan Erzurum’a, Sivas’tan Ankara’ya kadar geçen mücadelesini duyuyor; vatanımızın müdafaası için döktüğü alın terini gururla izliyorduk. Bu buluşma yalnızca bir komutanın ziyareti değil, aynı zamanda bir milletin kurtuluş mücadelesinin Ankara’dan yükseleceğinin habercisiydi.
Ellerimde yanan bir meşaleyle, gururdan kabaran göğsümle karıştım halkın arasına. Hayatımdaki en zor ve en güzel bekleyişti bu bekleyiş. Birden sislerin arasından önce atın toynak sesleri duyuldu ve ardından masmavi gözleriyle bir dev belirdi. Gelmişti, sonunda gelmişti! Atının üzerinde dimdik oturuyordu. Gözlerindeki kararlılık ve yüzündeki sakin ifade, hepimizi büyülemişti. O an içimden, ‘’İşte kurtuluşun lideri!’’ dedim. Yanımda duran yaşlı gözyaşlarını silerken fısıldadı: ‘’ Bu milletin bahtını değiştirecek adam bu.’’ Sözleri, kalabalığın coşkusuyla birleşti. Kadınlar dualar ediyordu, çocuklar sevgiyle ellerini uzatıyordu. Tarih, yeniden yazılıyordu.
O gün Atatürk ve arkadaşları davullarla, oyunlarla ve seğmen gösterileri ile karşılandı. Bu coşkulu karşılama ile çok ama çok duygulanan Atatürk, tüm Ankaralılara teşekkür etti. Ardından yurdumuzun içinde bulunduğu durumu ve bu durumdan nasıl kurtulacağımızı anlatan bir konuşma yaptı. O büyülü anı hala kalbimde ve aklımda taşıyorum. Her ne kadar o günler geride kalsa da Mustafa Kemal’in geleceğimizin teminatı olduğuna olan inancım kuvvetini koruyor. Şimdi dönüp baktığımda o karşılaşma yalnızca bir liderin halka seslenişini değil, yeniden doğan bir milletin destanını anlatıyor. Tüm bunları takiben Ankara Milli Mücadele’nin merkezi haline geldi. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında da büyük önemi bulunan Ankara, bu yüzden her 27 Aralık günü bayram yerine döner. Seğmenler at sırtında gösteriler yaparlar. Tüm Ankara baştan başa bayraklarla süslenir.
Sonsuza kadar kalbimizdesin…
ZEYNEP BAĞLICAKOĞLU
10/E